Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | lie behind v. | ardında yatmak | ||
That is quite simply what lies behind the Lisbon spirit. Lizbon ruhunun ardında yatan şey oldukça basit bir şekilde budur. More Sentences |
||||
General | lie behind v. | nedeni olmak | ||
The Bastel virus this autumn was perhaps the first where business lay behind the destruction it caused. Bu sonbaharda ortaya çıkan Bastel virüsü, neden olduğu yıkımın arkasında iş dünyasının yattığı belki de ilk vakaydı. More Sentences |
||||
Idioms | ||||
Idioms | lie behind v. | nedeni olmak | ||
The Bastel virus this autumn was perhaps the first where business lay behind the destruction it caused. Bu sonbaharda ortaya çıkan Bastel virüsü, neden olduğu yıkımın arkasında iş dünyasının yattığı belki de ilk vakaydı. More Sentences |
||||
General | ||||
General | lie behind v. | ardında gizli olmak | ||
General | lie behind v. | altında yatmak | ||
General | lie behind v. | yol açmak | ||
General | lie behind v. | temelinde yatmak | ||
General | lie behind v. | arkasında gizli olmak | ||
Idioms | ||||
Idioms | lie behind v. | arkasında yatmak |
Englisch | Türkisch | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | lie behind someone or something v. | birinin/bir şeyin arkasında olmak |
Phrasals | lie behind someone or something v. | birinin/bir şeyin gerisinde olmak |
Phrasals | lie behind someone or something v. | geçmişte olmak |
Phrasals | lie behind someone or something v. | geçmişte kalmak |
Phrasals | lie behind someone or something v. | geride kalmak |
Phrasals | lie behind someone or something v. | birinin/bir şeyin geçmişinde olmak |
Phrasals | lie behind someone or something v. | birinin/bir şeyin geçmişinde kalmak |
Idioms | ||
Idioms | lie behind something v. | bir şeyin arka planında yer almak |